HALI YIKAMA GAZETESİ

Herkesin bir konu (Korona Virüs) hakkında konuştuğu ve konuşturulduğu bir ortamda farklı ne söylenebilir diye bir kaç gündür kafa yoruyorum. Uzmanlık alanım tıp değil, komplo teorisyenliği hiç değil. Uzmanlık alanım pazarlama ve stratejik yönetim. Bu alanlarda konuyla ilgili bir kaç tesbitimi paylaşmalıyım. Geçici süre ile işletmesini kapatan bazı arkadaşlarımı oldu, bazı dostlarımız da bu süreci ticari anlamda kendini geliştirmek adına değerlendirmeye çalışıyor. Bugün 30/03/2020 ve sokağa çıkma yasağı ilan edilmedi. Sadece belli sektörlere kısıtlama getirildi. Olayın ekonomik anlamda ülkemize ne kadar zararı olduğunu şimdiden hesaplamak mümkün değil fakat sokağa çıkma yasağı ilan edildiğinde ciddi sorunlarla yüzleşmek zorunda  kalabiliriz. Tüm sektörler işinin başına geçtiğinde, yasaklar kalktığında olayın boyutunu, vehametini ve ciddiyetini anlayacağız. Ben de sizler gibi bugünlerin en kısa zamanda geçmesini umuyor ve temenni ediyorum. Peki bu durum karşısında nasıl bir  konum al

Yumurtanızı nasıl alırsınız? Bu soruya eğer farketmez diyenlerden iseniz siz de hayır diyemeyip kendinize yazık ediyorsunuz. - Çay, Kahve ne alırsınız? - Kahveniz nasıl olsun? - Ezogelin, Mercimek, İşkembe, Kellepaça, Ayakpaça ne alırsınız? - Ne renk olsun? - Saat kaçta olsun? - Hangi gün gidelim? - Hangi gün gelelim? Bu soruların bir veya birden fazlasına farketmez diyenlerdenseniz bu yazı tam da sizin için. Siz kendinizi hiç dinlemeyip sürekli başkaları için yaşamışsınız. Başkalarını mutlu etmek için, başkaları size ne der diye, insanlar sizi sevmez diye kendi seçimlerinizi hiç önemsememişsiniz. Bugünden tezi yok kendinizle konuşun. Çayı, kahveyi nasıl sever, hangi çorbayı içmek ister, hangi rengi beğenir, günün hangi saati müsaittir, hangi günler gezmeyi sever. Neticede güneş hergün tıpkı diğer insanlar gibi sizin için de doğup batıyor. Dünya sizin için de dönüyor. Bir anlamda size göre dünyanın orta noktasında tam olarak siz varsınız. Bir önceki yazıda hayır diyeme

Bir karadeniz fıkrasında Temel halı yıkamacıdır. Belalı bir müşterisi vardır. Hem asansörsüz apartmanda 5. katta oturuyormuş, hem de halıları beğenmeyip ikinciye yıkatıyormuş. Bir iki derken 3. yıl bizim Temel halıları alıp güzelce yıkamış. Teslimata gidince aşağıdan zile basıp müşterisine, abla habu halıları yıkayup geturdum. Beni yukari yorma, ben gidip bidaha yikayim öyle getüreyum onlari. Siz de halı yıkamacıysanız muhakkak sizinde başınıza gelmiştir. Bazı hanımların işi garantiye alma yöntemidir bu. 2. kez yıkanırsa daha iyi olur düşüncesi insanı çileden çıkarır. Konumuz tamda bu tür sorunlarla alakalı. Susadıkça turşu suyu içmek gibi. Müşteri - Alo Halı Yıkamacı - Efendim buyur Ayşe hanım. M - Halılarımı saat 15.00'te değil akşam 18.00'de getirebilir misiniz? Şimdi çıkmam gerekiyor. HY - Ayşe hanım 15 dk içinde oradayız. Biraz bekleseniz. M - Alışverişe çıkacağım. Olmaz. HY - Peki akşam getirelim. --- M - Alo HY - X halı yıkama buyrun. M - Metrekaresi kaç

"Bir ömür bu sektörden kazandım, çoluğumu çocuğumu okuttum. Giderken de bu sektöre birşeyler  vermeyi hayal ettiğimiz için Haltemder'i kurduk." Şakir Akyüz Şakir Akyüz abim ile beyin kanaması geçirmeden bir gün önce Haltemder toplantısında samimi ve güzel bir toplantı yaptık. Ömrünü bu işe vermiş ve sektörü ileri taşımak için çalışmış bu güzel yürekli insan ile İzmir'e her geldiğimde muhakkak yollarımız kesişti. Arşivimdeki bazı fotoğraflarını aşağıya ekleyeceğim. Son toplantıda daha önce Antalya'da bana sorduğu soruyu tekrar etti. Bu makinelere bakımı nasıl yapmalıyız? Bu soru benim için şu anlama geliyor. Halı yıkamacılar makinelere yeterince bakım yapmıyor. Onlara bu konuda eğitim vermeliyiz. Siz de kendinizi bu konuda geliştirmeli, bakım prosedürleri konusunda sektörü bilgilendirmelisiniz. Bu çok özel bir soruydu benim için. Bana 8 fırçalı halı yıkama makinesi kaç lira oldu sorusunu sorsaydı, bizim dernek üyelerine kaça yaparsınız? sorusunu sorsaydı sekt