HALI YIKAMA GAZETESİ

Trafikte kavga etmemek ülkemizde neredeyse imkânsız. Bunu başarmak için bazı tekniklere ihtiyacımız var. Mesela bir maganda kornaya asıldıysa ona sadece avuç içinizi göstererek olayı büyümeden geçiştirebilirsiniz. Tıpkı politikacıların yaptığına benzer bir hareket. Benden sana zarar gelmez hareketi. Ama dikkat edin dışını göstermeyin. Elinin tersini göstermek meydan okuma hareketidir. Kavgaya zemin hazırlamak için kullanılır. Yazının halı yıkama sektörü ile ne alakası var? dediğinizi duyar gibiyim.  O zaman yeni bir polemik mevsimine girdiğimizi bildirerek başlayayım. Sömestr tatilinin gelmesiyle birlikte kavgadan beslenen tipler piyasaya çıkıp ona buna sataşmaya başladı. Konuyla ilgili geliştirdiğim ve uyguladığım tekniği sizlerle paylaşacağım. Bu yazı ruhu kavgaya uzak olan tüm insanlara ithaf olsun. Modern dünyanın geliştirdiği, bir insana verilen en büyük ceza onu yok saymaktır. Kanunlarda verilen ceza da bir nevi bu şekildedir. Görüşmediğiniz bir insan sizin hakkınızda ileri geri

Bir dersinde bize 10 milyon TL'yi hangi 3 farklı sektörde değerlendirebileceğimizi ve nasıl bir bütçe yapabileceğimizi sormuştu Mustafa Kurt* hocamız. Girişimci için inanılmaz derecede eğitici olan bu ödev, bir gerçeği de yüzüme vurmuştu. 2011'de verilen bu ödeve kadar 10 milyon TL harcamak hiç aklıma gelmemişti. Sayılardaki hane sayısı artınca sanki seviye atlıyordum. Daha büyük düşünebiliyordum. Bizim sektörde de öyle değil mi? Siz hala halının metrekaresini tek haneli rakamlara mı yıkıyorsunuz? Bizim sektörde firmalar üçe ayrılıyor. Dip fiyattan yıkayanlar, piyasayı takip edenler ve çift haneye ulaşanlar. Ben çift haneye ulaşanlara milyondolarlık halı yıkamacı demeyi tercih ediyorum.  Geçtiğimiz yıl kuaförlerin fiyatlarını hepimiz aşağı yukarı biliyoruz. 20-30 TL civarındaydı saç-sakal + yıkama. Bu yıl tarife 95 TL ve minimum 50 TL ödüyorsunuz. Fakat kuaförler içerisinde bazıları var ki hizmetini özelleştirerek aynı işi 200 TL'ye yapabiliyor. İşte onlar da milyondolarlık

Yaptığı işi son derece süratle yapan çalışkan insan videolarını izlemişsinizdir. Hızlıca waffle makinesinde çalışan, otomatik makine gibi meyve - sebze doğrayan, spatulalarla hızlıca dondurma yapan, krep pişiren, saniyeler içerisinde poşeti çörekle dolduran, saniyeler içerisinde bir kaç pizzayı dilimleyen. İnternette dolaşan binlerce video var bu şekilde. Sizce o insanların yaptığı işi bu kadar hızlı yapmasını sağlayan şey nedir? Yaptığı işi sevdiği için mi, iyi para aldığı için mi, yoksa yapmak zorunda olduğu için mi? Kanaatime göre bu insanlar Konfüçyus'tan "insan sevdiği işi yaparsa bir gün bile çalışmaz"  öğüdünü almışlar. Çoğu uzak Asya'da çekilmiş bu videoların başka açıklaması olamaz. Peki bu insanların çoğu kendi işinde değilde başkalarının işletmesinde çalışıyorsa bunu nasıl açıklayacağız? O zaman keramet işverende. İşçi çalıştırmak, en az o işi yapmak kadar ustalık isteyer. Eğer çalışanlarınıza iyi bakarsanız, onlarda müşterilerinize iyi bakarmış. Halı yıkam

Düşündüm de tanıdığım halı yıkamacıların çoğu fit vücut ölçülerine sahip. Sizce bu tesadüf mü? Belki kilo konusunda en son konuşacak kişi benimdir. Belki de 112 kg'lık 2. derece bir obez olarak her yerde ağırlığım hissedilsin istiyorumdur. 😂 Emek yoğun bir iş halı yıkama mesleği. Bu nedenle bu mesleği yapan arkadaşlarımızın fit vücut ölçülerine sahip olması çok normal. Neredeyse her gün onlarca kilo halıyı oradan oraya hallaç pamuğu gibi taşıyorlar.  Değerli bir büyüğüm şöyle demişti. "Bir halı yıkamacı mesleğe atıldığı ilk iki yıl içerisinde şoförlüğü, 2-3 yıl içerisinde halı yıkamayı, 4. yılda da telefonlara bakmayı bırakamıyorsa bu mesleği bıraksın."  Tanıdığım kurumsal halı yıkama işletme sahiplerini ayrıca değerlendirmek lazım. Onlarda kilo oranı hatırı sayılır oranda artıyor. Tabi ki halı yıkamacı dostlarımın kilo almasını istemem. Hele benim gibi obez olmanızı hiç istemem. Hem kurumsal hem fit olan arkadaşlar bu genellemenin dışındadır. Değerli büyüğüm *Bahattin E