HALI YIKAMA GAZETESİ

Hatırlarsınız geçtiğimiz yıl salgını önlemek için yasaklar ilk konulduğunda kuaförler bir süreliğine kapatılmıştı. Yaklaşık bir ay boyunca çalışamayan bu meslek grubu boşta kaldığı süreyi olağan üstü bir hazırlık yaparak değerlendirdi. Kullandığı aletlerin dezenfeksiyonundan tutun tek kullanımlık malzemelere varıncaya kadar yapılan bu hazırlıkla kısa sürede "artık güvenli bir şekilde hizmet verebiliriz" noktasına geldiler. Kısmi yasaklar olsa da devlet de yasağı kaldırdı, kuaförleri tekrar açtı. Tüm hazırlıklar bir yana, iş başı yaptıklarında en önemli değişiklik fiyat listelerinde oldu. Saç, sakal ve yıkama işlemi için 55 TL olan tarife 95TL'ye yükseltildi. Bu %72'lik bir artış demek. Zamlı fiyatlar odalar vasıtasıyla tüm ülkedeki berberlerin duvarlarında yerini aldı. Yine kuaförlerin neredeyse hepsi belirlenen saatten sonra çalışmıyor. Aynı zamanda hafta sonu ancak izin alarak çalışabiliyor. Eczaneler gibi nöbetçi kuaför uygulaması var. Tüm bunlar berberlere ne kada

Çocukluğumda imamlara özenmiştim. Hem sevap kazanıyorlar, hem de para. Ne güzel bir iş. Biraz büyüyünce o işin sorumluluklarının çok olduğunu öğrendim. Dedem gibi imamlarla da pek karşılaşmayınca hevesim kaçtı.  16 yıldır halı yıkama sektöründe tedarikçi olarak faaliyet gösteren bir şirketin yöneticisi olarak diyebilirim ki halı yıkama mesleği birkaç yönüyle imamlığa benziyor. Hem sevap hem para kazanabileceğiniz sorumluluğu yüksek olan nadir işlerden birisidir halı yıkama mesleği.  Yeni dünya düzeninde insanlar konfora daha düşkün hale geldi. Gün geçtikçe yapmak zorunda olduğu işleri birilerine yaptırma yolları arıyor, buluyor. Otonom teknolojilerin ve hizmet sektörünün son yıllarda ciddi oranda büyüme sebebi belki de insandaki bu konfora olan düşkünlüktür. Eskiden bazı şehirlerimizde yıkamacıya halı verdiğini komşuları görmesin diye gece vakti çağrılırmış servisler. İşte o insanların çocukları şimdilerde yıkamacıya gönderdiği halının üzerindeki çekirdek kabuklarını, bile kaldırmaktan

 Ekonomi haberlerini takip ediyorsunuzdur. Milyar dolarlar havada uçuşuyor. Kimi kripto para ile servet yapmaya çalışıyor. Kimi de varını yoğunu satıp kripto paranın peşinde koşuyor. İşte bu koşanlardan bazıları bugün Türkiye tarihinin en büyük soygununa maruz kaldı. Gerçekten de çok büyük bir vurgundan bahsediyoruz. Ülke tarihimizde 2 milyar dolar değerinde hırsızlık yapan başka bir insan görülmemiş. Faruk Fatih Özer isimli vatandaş yaklaşık 400.000 kişiye ait değeri en az 2 en fazla 10 milyar doları bulan kripto paranın bulunduğu Thodex isimli kripto borsasını kapatarak kayıplara karıştı. Bir kaç ay önce halı yıkama sektöründen sizlerinden yakından tanıdığı bir arkadaşım bana bu kripto para işinden ciddi para kazanılıyormuş, sen ne diyorsun bu işe? diye sormuştu. Konuyla ilgili dini ve iktisadi bilgi kırıntılarımla bir cevap vermiştim. (Verdiğim cevaba az sonra döneceğim.) Bu görüşmeden bir müddet sonra da başka bir halı yıkamacı arkadaşım makine almak üzere fabrikamıza ziyarete geld

 Geçen hafta PHTYD'nin 17.'sini düzenlediği toplantıya katıldım. Daha önce katıldığım tüm toplantılardan farklıydı. Sanki insanlar arasındaki muhabbet azalmış gibiydi? Ama hayır başka bir gariplik vardı. Biraz düşününce sanırım bu garipliğin sebeplerini çözdüm. Empati insanın iletişim kabiliyetini yükselten muazzam bir özelliktir. Bu özellik insanda bulunan ayna nöronlar sayesinde hayat buluyor. Karşınızda bir insan eğleniyor, gülüyor ya da kahkaha atıyorsa onun duygusu ile duygulanıyor, aynı hisleri yaşıyorsunuz. Bu durum tersi duygularda da geçerli. Korku, hüzün, ağlama hislerinde de ayna nöronlar aynı duyguyu gözlemleyene yaşatıyor. Bu deneylerle ıspatlanmış bir durum. Bu yıl yapılan toplantıda belki insanlar eğlendi fakat kimse eğlenen insan göremedi. Çünkü ağzımızı kapatan maskeler insanların birlikte eğlenmesini engelledi. Sohbetlerin, muhabbetlerin tadı tuzu kaçmış gibiydi. Konuşmalarınıza gösterilen reaksiyonu görememek sizi de deli etmiyor mu? Amerikan filmlerinden aşi